HABER DETAYI

Mayıs 12, 2025 12:06 am

Bel Fıtığıyla Karışan Romatizmal Hastalık

Bel Fıtığıyla Karışan Romatizmal Hastalık

Ankilozan Spondilit: Bel Fıtığıyla Karışan Romatizmal Hastalık
Romatologlar ve hastalar, ankilozan spondilit hastalığına dikkat çekmek için bir araya gelerek farkındalık yürüyüşü düzenledi.

Erken Teşhisle Yaşam Kalitesi Artıyor
Ankilozan spondilit (AS), genellikle genç yaşlarda başlayan, omurgayı etkileyen kronik ve iltihaplı bir romatizmal hastalıktır. Erken teşhis, uygun tedavi ve düzenli egzersizle hastaların yaşam kalitesi artırılabilir, çalışma ve sosyal hayatlarında önemli iyileşmeler sağlanabilir. Her yıl mayıs ayının ilk cumartesi günü, “Dünya Ankilozan Spondilit Günü” olarak kutlanıyor ve hastalığa dikkat çekiliyor. Bu kapsamda, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı öğretim üyeleri, asistanları ve AS hastaları, 3 Mayıs’ta Kocaeli Ormanya’da doğa yürüyüşü ve sosyal etkinliklerle bir araya geldi. Etkinlikte, hastalığın erken belirtileri hakkında toplumu bilgilendirmek ve farkındalık yaratmak hedeflendi.

Genetik Faktörler ve Hastalığın Özellikleri
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Başkanı ve Türkiye Romatoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Ayşe Çefle, ankilozan spondilitin genellikle 20’li yaşlarda ortaya çıktığını ve erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha fazla görüldüğünü belirtiyor. “Hastalığın kesin nedeni bilinmese de genetik faktörler önemli bir rol oynuyor. Ailesinde AS olanlarda risk daha yüksek. Ülkemizde her 200 yetişkinden biri bu hastalıktan etkileniyor” diyor.

Bel Ağrısı: En Önemli Belirti
Ankilozan spondilitin en belirgin özelliği, iltihaplı (inflamatuvar) bel ağrısıdır. Prof. Dr. Çefle, bu ağrının mekanik bel ağrısından farklı olduğunu vurguluyor: “İnflamatuvar bel ağrısı 40 yaşından önce başlar, en az üç ay sürer ve sinsice gelişir. İstirahatle artar, özellikle sabahları ağrı ve tutukluk bir saatten uzun sürer. Hareketle ağrı azalır. Gece, özellikle sabaha karşı ağrı hastayı uyandırabilir.” Ağrı zamanla sırt, boyun ve göğüs kafesine yayılabilir. Omuz, kalça, diz ve ayak bileği gibi eklemlerde ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı görülebilir. Ayrıca, hastaların dörtte birinde göz iltihabı (üveit), topuk ağrısı, sedef hastalığı veya iltihaplı bağırsak hastalığı gibi ek sorunlar ortaya çıkabilir.

Bel Fıtığıyla Karışma Sorunu
Prof. Dr. Çefle, AS tanısının sıklıkla geciktiğini ve hastaların üçte birine yanlışlıkla bel fıtığı tanısı konduğunu belirtiyor. “Hastalığın erken evrelerinde röntgen ve laboratuvar bulguları normal olabilir. Bu nedenle hastalar başka nedenlere bağlanıyor, hatta bazıları gereksiz yere ameliyat oluyor. Tanıda gecikme 5-10 yılı bulabiliyor” diyor. Tanı için hasta öyküsü, fizik muayene, pelvis grafisi, manyetik rezonans (MR) ve genetik testler kullanılıyor.

Kronik Ama Yönetilebilir Bir Hastalık
Ankilozan spondilit, ömür boyu süren bir hastalıktır ve erken dönemde bel, sırt, topuk ağrıları ile eklem şişlikleri yaşam kalitesini düşürebilir. İlerleyen dönemde omurgada hareket kısıtlılığı, duruş bozuklukları ve kamburluk gibi kalıcı sorunlar ortaya çıkabilir. Prof. Dr. Çefle, tedavinin hedeflerini şöyle sıralıyor: “Ağrıyı kontrol etmek, iltihabı azaltmak, hareketliliği korumak, deformasyonları ve organ tutulumlarını önlemek.”

Tedavi ve Öneriler
Tedavide ilaçlar ve egzersiz temel rol oynuyor. Prof. Dr. Çefle, “Kronik bel ağrısı olanlar mutlaka bir romatoloji uzmanına başvurmalı. Anti-inflamatuvar ilaçlar ağrıyı ve iltihabı azaltır. Yetersiz kaldığında, son 25 yıldır biyolojik ajanlar ve hedefe yönelik tedaviler başarıyla kullanılıyor. Egzersiz programları, dik duruşu ve eklem hareketliliğini korumak için şart. Sigara bırakılmalı, yaşam tarzı düzenlenmeli ve tedavi hastaya özel planlanmalı” diyor. Hasta ve doktor iş birliği, tedavinin başarısını artırıyor.

Farkındalık Etkinliği ve Mesaj
Kocaeli Üniversitesi Romatoloji Bilim Dalı, 3 Mayıs Dünya Ankilozan Spondilit Günü’nde düzenlediği Ormanya etkinliğiyle hastalığa dikkat çekti. Prof. Dr. Çefle, “Erken teşhis, uygun tedavi ve egzersizle engellilik riski azaltılabilir, hastalık daha yönetilebilir hale gelebilir. Toplumu bilgilendirmek ve farkındalığı artırmak için bu tür etkinlikler çok değerli” diyerek sözlerini tamamladı.

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

HABERE YORUM YAP

HABERE YAPILAN YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.
DMCA.com Protection Status